Altı
üstü bir ‘iki bin on altı’… Seneyi devirdik…Devrilen birçok şeyi ardından
izlerken. İyi ya da kötü geçti sizin için bir önceki sene. E başka seçenek
yokdu ki zaten?! İyi veya kötü geçecekti elbet; nasıl ki sadece iyi ya da
sadece kötü geçemeyeceği gibi. Kime göre iyi, kime göre kötü geçti bilinmez
ama, bitti… Bir daha geri gelmeyeceğini biliyoruz, yeni umutlar ya da yeni
hayallerle yola çıkmaya hazırlanıyoruz. Geride bıraktığımız ve üzerine
çektiğimiz süngeri ‘tepsermesi’ için diğer eskilerin yanına kaldırıyoruz.
Gerçeği ele alacak olursak, 365 günün 365’inin aynı olmayacağı ile
yüzleşiyorken; diğer taraftan da hergünün iyi geçmesini dilemekten de
vazgeçemiyoruz.
Sanki
herşey 2016’da istediğimiz gibi gidecek ve biz o hayal ettiğimiz huzura ve
refaha kavuşacakmışız gibi sayıyoruz ya 10’dan geriye doğru… Henüz elimizdeki
umutların tükenmediğine dikkat çekmeye çalışıyoruz aslında. Halbuki, bu sene de
öncekiler gibi sıradan ve sıkıcı da geçebilir. Önümüzde bilmediğimiz, ‘gaşâdan
çıkma’ bir sene var. 31 Aralık gecesi, saat 12 olduğunda kiminle ve nasıl yeni
yıla girersen, o sene hep öyle süreceği yalanına bizi inandıran adam kimdi? İlk
kim bu cümleyi kurdu ve hepimiz ona inandık? O adam bir defa denedi, hep öyle
geçiyor dedi ve diğer sene için; “Bu cümleyi yayalım arkadaşlar!” mı demiş
acaba? Bildiğim tek bişey var; sevdiklerin yanında olduğu sürece, geçen her
saniye de her sene de değerlidir. Zaten, mutluluk da bu değil midir?
Zere da Golifadır!
Onun
dışında; Golifa ise Yılbaşı’nın önemli bir detayıdır ve onu es geçmek doğru
olmaz. Her sene kebapların sonrasında, bangonun üstünde mavi leğen içinde sana
‘narlı narlı’ bakan Golifa; herzaman o ailenin bir ferdi olabilmeyi
başarmıştır. Sene bitip, sonraki yeni seneyi kutluyorken mahalleyi saran mangal
dumanı ise çok fantastik geliyor bazen. Bir yılbaşında hata edip, saat gece 12
civarı evden çıkıp tüfek ve tabanca sesleri eşliğinde (neden saat 12’de havaya
ateş edildiğini halen anlamış değilim) dumanaltı olmuş sokaklarda bir yerlere
gitmeye çalışmışlığım olmuştu…Bir daha yapmayacağıma eminim!
Bu sene tatiller az
Mesela bu cümleyi her
yılın başında mutlaka duyarız; “Bu sene tatil günleri az…” Muhtemelen promosyon
olarak armağan edilen takvimden kırmızı renkli tarihleri seçip tek tek sayar o
zat-ı muhterem ve nedense her yıl resmi tatillerin git gide haftasonlarına
düştüğünü ilk tespit eden kişi o olur. Sonra ödül falan verirler buna… Ama
ciddi ciddi eskiden sanki daha fazla resmi tatil haftaiçine denk gelirdi… Ben
de emin olamadım şimdi!
Son olarak
söyleyeceğim; daha önceki seneleri aratmayacak kadar muhteşem bir sene olsun
iki bin on altı. Altı üstü bir sene geçecek, bari güzel geçsin, sevgiyle,
aşkla, huzurla ve bunlar gibi başka neler varsa onlarla geçsin…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder