Kimine göre dürüst ve açık sözlü olmak ‘dangalaklık’ ile
eşdeğer sayılıyor. Sanırım bu tepki, duygusallığımızın verdiği bir his olsa
gerek! Duygusal olabildiğimiz kadar anlayışlı olabiliyor muyuz? Anlayışlı
olabildiğimiz kadar dürüst olabiliyor muyuz? Verilen sözler ne kadar
tutulabiliyor? İyi niyetimiz ne kadar suistimal edilebiliyor? Tüm bunlardan
sonra biz ne kadar ‘biz’ kalabiliyoruz aynı saflıkla? Yoksa ‘ortama’ ayak
uydurmaya mı çalışıyoruz? Zaman o kadar kötü mü gerçekten?
Paha biçilemez dürüstlük
Farz-ı mahâl; iyi niyetinizi birileri suistimal edip
emeğinizi çaldı. Bu adam lüks içinde yaşayıp, işini gücünü yapıyorken; size gel
şu falan işi yapalım, ne ise emeğin sana ödeyeceğim dedi… Siz de yaptınız tabi,
günün sonunda emeğinizin karşılığını istemeye gittiğinizde duyduğunuz
yalanları, hiçbir fantastik kitapta bulamazsınız emin olun! O lükse düşkün,
kendini ‘sahip olduğu maddesel değerle’ adam olarak niteleyen zat-ı muhterem;
size emeğinizin karşılığını vermemek için şekilden şekile girer, kendini bir sokum
ekmeğe muhtaç gibi göstermeyi marifet sanır… İşte o an farkına bir kez daha varırsınız
aslında, ‘adamlığın’ pantolon giymekle, saçla, sakalla veya fazla uzva sahip
olmakla yakından uzaktan ilgisi olmadığını.
Söz bu defa…
Bu cümlenin önceki yüklemlerine gizli birkaç ‘yalan’ saklı
gibi geliyor bana, ne dersiniz? Bu cümleyi kuran zat-ı muhterem, sizden bir ya
da birkaç şans daha istiyor olmalı. Çok mu iyi niyetlisiniz? Yoksa saf mı?
Yoksa salak mı diyorlar size arkanızdan? –Bu arada ‘salak’ kelimesinin anlamını
Türk Dil Kurumu şu şekilde açıklıyor: Giyinişinden,
konuşma ve davranışlarından seviyesiz, dengesiz ve saf olduğu anlaşılan (kimse)
Ayrıca
bu kelime 26 Eylül 2006 tarihinden itibaren 222 milyon 90 bin 34 kez aratılmış
site içerisinde.-
Tabii ki bu kelimeyi pek kullanmayı tercih etmiyoruz. Zaten
o yüzden genelde yüzünüze değil de arkanızdan kullanıyor çoğu kişi. Diyelim ki
gerçekten ‘salak’sın bundan kime ne? Bu başkasını etkilemediği sürece ve seni
rahatsız etmediği sürece bu hiç kimseyi ilgilendirmez bence! Söylenen herşeye
inanıyor musun? E, inan! Aynı çukura defalarca düşüp, oradan kurtulabiliyorsan
bir şekilde; düşe-kalka öğreneceksin demektir. Ya da hayatın o şekilde devam
edecektir, bu da bir tercihtir belki de.
Gerekirse salak olun; ama kimsenin ekmeği ile, emeği ile
oynamayın. Varsın insanlar başkalarını ‘açıkgöz’ sizi ‘saf’ bilsin…
:) :)
YanıtlaSil