5 Temmuz 2015 Pazar

İyi, Kötü ve Çakızdes

İyilik ve kötülük kavramları göreceli olabilir. Siz çok saf veya tilki gibi kurnaz da olabilirsiniz. Çok şey yaşamış olabilir ya da dünyadan haberiniz de olmayabilir. İnsanlara karşı temkinli olabilir ya da herkese kalbinizi açabilirsiniz. Sabah uyanınca kendinizi bir savaşa hazır gibi hissedebilir ya da mutluluk dükkanına uğrayabileceğinizi düşünüp motive de olabilirsiniz…
Sessiz kalabilmek, güçlü bir haykırıştır
Deniz kenarına gittiğinizde, şüphesiz en çok yaptığınız şeylerden biridir denize taş fırlatmak… Uzağa, daha uzağa, daha bilinmeze savurduğunuz taşlar; belki de içinizdeki kötülükleri bir çeşit dışarı vurma durumudur. Ya da değildir, bilmiyorum. Size kötülük yapanların karşısına çıkıp, aynı kötülüğü, en az aynı şiddette, karşınızdakinin canını yakacak şekilde hayal edip, uygulamaya geçmek için harcadığınız her saniye, hayatınızdan çalınan ve geri dönüşü olmayan an’lardır. Misâl; geçmişte birisi size öyle bir kötülük yapmış ki, aklınıza gelen her an canının yanıyor, göz bebeklerinize bir iğne gibi batan bu olayı içinize bir türlü sindiremiyorsunuz diyelim. Ne yaparsanız yapın, bu kin ve nefret bir türlü geçmek bilmiyor. O’ndan intikam almak istiyorsunuz ve en çok nasıl canı yanar diye hesap kitap yapmaya başlıyorsunuz… Aslında siz bunları düşünürken, beyninizi ve ruhunuzu tüm bunlarla yorarken dünyanın döndüğünü ve günlerin geçtiğini farkedemiyor musunuz?  Siz, hayatınızdan çıkardığınız ve birgün intikam almak için diş bilediğiniz kişi için hâlâ kendinizi üzüyorsunuz aslında. Alacağınız intikam, sizin hayatınızda nasıl bir değişiklik yaratacaktır? Bu kısacık ömrün, sayılı ama son kullanma tarihi ne zaman biteceği meçhûl aralığında, sevdiklerinize zaman ayırmak daha makûl değil mi?
Sessiz kalabilmek bu durumda çok zor gibi görünüyor olabilir. Ancak, hayat size çarpım tablosunu öğretebilecek kadar cömert davranmayacaktır. Tabii siz yine birşeyler yapmak istiyor ve bunu harekete dökmek istiyorsanız, çıkın sokağa ‘deli’ gibi koşun sağa sola… Ya da deniz kenarına gidip tek başınıza, avazınız çıktığı kadar bağırın, küfredin hatta ------küfretmek inanılmaz rahatlatacaktır sizi- Sonra, hayata kaldığınız yerden devam edin. Çünkü siz, size kötülük yapanlarla değil; hayatınıza mutluluk katanlarla yola devam ediyorsunuz.
Önyargıları kırmak, çakızdes kırmaktan zordur

Bir de önyargılarımız var, kurtulmakta kimi zaman güçlük çektiğimiz. Bunların sorumlusu belki geçmişte aldığımız yaralardır, ya da başka birşeydir. Ne kadar çok darbe almışsa ruhunuz, o kadar da zordur yaraların pansumanı… Yanınızda sizi seven insanlar oldukça, her zorluğun üstesinden gelebilirsiniz. Önyargılarınız ise, size öğretilenlerden ayrı olarak hareket etmeden siz onları eğitmeye çalışın. Konuşun onlarla ve herkesin aynı olmadığını anlatın. Dünyada 6 milyar insan varsa, 6 milyar değişik ruh hâli, bir o kadar da farklı insan vardır. Önyargılarınızı kırın ki, hayatınıza yeni insanlarla yön verebilesiniz. Hayata dokunarak öğrenin, tahmin ederek değil.

BU ARADA;
Freidrich Nietzsche’nin Aforizmalar kitabındaki sözü, size kılavuz olsun.
Beni öldürmeyen şey, güçlendirir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder