İyilik ve kötülük
kavramları göreceli olabilir. Siz çok saf veya tilki gibi kurnaz da
olabilirsiniz. Çok şey yaşamış olabilir ya da dünyadan haberiniz de
olmayabilir. İnsanlara karşı temkinli olabilir ya da herkese kalbinizi
açabilirsiniz. Sabah uyanınca kendinizi bir savaşa hazır gibi hissedebilir ya
da mutluluk dükkanına uğrayabileceğinizi düşünüp motive de olabilirsiniz…
Sessiz kalabilmek, güçlü
bir haykırıştır
Deniz kenarına
gittiğinizde, şüphesiz en çok yaptığınız şeylerden biridir denize taş fırlatmak…
Uzağa, daha uzağa, daha bilinmeze savurduğunuz taşlar; belki de içinizdeki
kötülükleri bir çeşit dışarı vurma durumudur. Ya da değildir, bilmiyorum. Size
kötülük yapanların karşısına çıkıp, aynı kötülüğü, en az aynı şiddette,
karşınızdakinin canını yakacak şekilde hayal edip, uygulamaya geçmek için
harcadığınız her saniye, hayatınızdan çalınan ve geri dönüşü olmayan an’lardır.
Misâl; geçmişte birisi size öyle bir kötülük yapmış ki, aklınıza gelen her an
canının yanıyor, göz bebeklerinize bir iğne gibi batan bu olayı içinize bir
türlü sindiremiyorsunuz diyelim. Ne yaparsanız yapın, bu kin ve nefret bir
türlü geçmek bilmiyor. O’ndan intikam almak istiyorsunuz ve en çok nasıl canı
yanar diye hesap kitap yapmaya başlıyorsunuz… Aslında siz bunları düşünürken,
beyninizi ve ruhunuzu tüm bunlarla yorarken dünyanın döndüğünü ve günlerin
geçtiğini farkedemiyor musunuz? Siz,
hayatınızdan çıkardığınız ve birgün intikam almak için diş bilediğiniz kişi
için hâlâ kendinizi üzüyorsunuz aslında. Alacağınız intikam, sizin hayatınızda
nasıl bir değişiklik yaratacaktır? Bu kısacık ömrün, sayılı ama son kullanma
tarihi ne zaman biteceği meçhûl aralığında, sevdiklerinize zaman ayırmak daha
makûl değil mi?
Sessiz kalabilmek bu
durumda çok zor gibi görünüyor olabilir. Ancak, hayat size çarpım tablosunu
öğretebilecek kadar cömert davranmayacaktır. Tabii siz yine birşeyler yapmak
istiyor ve bunu harekete dökmek istiyorsanız, çıkın sokağa ‘deli’ gibi koşun
sağa sola… Ya da deniz kenarına gidip tek başınıza, avazınız çıktığı kadar bağırın,
küfredin hatta ------küfretmek inanılmaz rahatlatacaktır sizi- Sonra, hayata
kaldığınız yerden devam edin. Çünkü siz, size kötülük yapanlarla değil;
hayatınıza mutluluk katanlarla yola devam ediyorsunuz.
Önyargıları kırmak, çakızdes kırmaktan zordur
Bir
de önyargılarımız var, kurtulmakta kimi zaman güçlük çektiğimiz. Bunların
sorumlusu belki geçmişte aldığımız yaralardır, ya da başka birşeydir. Ne kadar
çok darbe almışsa ruhunuz, o kadar da zordur yaraların pansumanı… Yanınızda
sizi seven insanlar oldukça, her zorluğun üstesinden gelebilirsiniz.
Önyargılarınız ise, size öğretilenlerden ayrı olarak hareket etmeden siz onları
eğitmeye çalışın. Konuşun onlarla ve herkesin aynı olmadığını anlatın. Dünyada
6 milyar insan varsa, 6 milyar değişik ruh hâli, bir o kadar da farklı insan
vardır. Önyargılarınızı kırın ki, hayatınıza yeni insanlarla yön verebilesiniz.
Hayata dokunarak öğrenin, tahmin ederek değil.
BU
ARADA;
Freidrich
Nietzsche’nin Aforizmalar kitabındaki sözü, size kılavuz olsun.
Beni öldürmeyen şey,
güçlendirir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder