21 Haziran 2015 Pazar

Hindistan Cevizli Basdiş Sezonu

Yazın gelmesiyle birlikte, düğün sezonu da açılmış oldu. Gerçi, son yıllarda düğünlerin farklı mevsimlerde ve aylarda da gerçekleşiyor olması; zamanın değişmekte olduğunun bir işareti olabilir. Mesela size tuhaf gelecek belki ama, uzun zamandır elime sünnet düğünü davetiyesi ulaşmadı. Evlenme törenleri için gerçekleşen düğünler, sünnete göre daha fazla sanırım. Tabi; bir de evlenme ve boşanma oranlarına dışarıdan bakacak olursak, neredeyse başa baş gittiğini söylemek mümkün. Umarım yanılıyorumdur. Sizce de artık ‘herşey’ daha da kolaylaşmadı mı? Evlilikler de, boşanmalar da…
Dak o videoyu bakayım, kim ne gadar dakdı
Eskisi kadar, düğünlere gidemediğim bir gerçek aslında. Çocukken gittiğimiz düğünlerde tebrik sırasındaki muhabbetleri hatırlıyorum; “E, sizin kaç daneydi?, Gız mı büyük oğlan mı?, Aha biz da evlendiriyoruk bu yaza oğlanı, Bahtları güzel olsun…” gibi akışı bile değişmeyen muhabbetler vardı. Düğünlerde değişmeyen şeylerden biri kameraların sizin geline ve damada ne kadar para taktığınızı belgeliyor olmasıdır. Paparazzileri bile gölgede bırakacak zeka ve kıvraklıkla, taktığınız paranın üzerindeki nota kadar görüntüleyebilirler. Düğün sonrası ise şu sözleri duymak kaçınılmazdır; “Dak o videoyu bakayım, kim ne gadar dakdı?..” Ama ne olursa olsun, düğündeki anları saniye saniye görüntüleyen elemanlar herzaman özverili çalışmak için uğraşmıştır. Hem de bu sıcaklara rağmen!
Testi Oyunu için geliştirilen strateji
Tebrik sırası size geldiğinde, hindistan cevizli basdişi alıp, sigaraları tutan yaşıtınız kızlara aşık olma gibi durumlar, çocukluğun saflığını gösteren güzel hatıralar olarak kalır. Sigarayı düğünde ikram etmek, hem de bunu ailenin küçük kız çocuklarına emanet etmek ise tamamen ayrı bir konu olsa da, eskiyi hatırlatan güzel bir anıdır. Genelde içi hindistan cevizli olan basdişleri bir ısırık aldıktan sonra anneme ya da babama verip, ‘köyün gulubu’nun kantininden sirkeli cips ve Bixi alıp, düğünü izlemeye koyulurdum. Tabi, testi kırılmadan önce tüm stratejik planlamaları kafamda yapıp, Testi Oyunu oynanırken, oradaki çocuklarla sohbete dalıp, üç beş kuruşla bir şekeri cebime koymanın hazını yaşardım. Düğün pastasının bile bir özelliği vardı. 9-10 katlı yaş pasta, sıcaktan erir ama, onu tadacak olan konukların hiçbiri de diyette olmazdı.
Evlenenler Kulübü

İlginçtir, evlenenlerin ortak bir açıklama yapıyor gibi “Aklın varsa evlenme!” demeleri, aslında yıllardır onların da başka evlilerden duydukları cümle değil miydi? Abi; sen madem bu cümleyi daha önce duydun, neden evlilikle ilgili konu açılınca ilk cümlen bu oluyor? Hayır; kendimi bildim bileli bu cümleyi duydum, hala daha da duyarım. Bir de şu sözü hatırlamak lazım; “Evlilik ciddi bir müessesedir.” Aslında yapılması gereken, bu cümleyi, az önceki cümleden önce kurup, ona göre kararlar almak olamaz mı? Bilmem, belki de olamaz…Siz ne dersiniz?

BU ARADA;
Sevgili Oruç Aruoba’nın Tümceler kitabındaki bir şiirle buluştu yolum;
Yarımsın-ama tam karşımdasın:
Tam karşımdasın-ve yarım’sın.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder