Yazın gelmesiyle birlikte, düğün sezonu
da açılmış oldu. Gerçi, son yıllarda düğünlerin farklı mevsimlerde ve aylarda
da gerçekleşiyor olması; zamanın değişmekte olduğunun bir işareti olabilir.
Mesela size tuhaf gelecek belki ama, uzun zamandır elime sünnet düğünü
davetiyesi ulaşmadı. Evlenme törenleri için gerçekleşen düğünler, sünnete göre
daha fazla sanırım. Tabi; bir de evlenme ve boşanma oranlarına dışarıdan
bakacak olursak, neredeyse başa baş gittiğini söylemek mümkün. Umarım
yanılıyorumdur. Sizce de artık ‘herşey’ daha da kolaylaşmadı mı? Evlilikler de,
boşanmalar da…
Dak o videoyu bakayım, kim ne gadar dakdı
Eskisi kadar, düğünlere gidemediğim bir gerçek aslında. Çocukken
gittiğimiz düğünlerde tebrik sırasındaki muhabbetleri hatırlıyorum; “E, sizin
kaç daneydi?, Gız mı büyük oğlan mı?, Aha biz da evlendiriyoruk bu yaza oğlanı,
Bahtları güzel olsun…” gibi akışı bile değişmeyen muhabbetler vardı. Düğünlerde
değişmeyen şeylerden biri kameraların sizin geline ve damada ne kadar para
taktığınızı belgeliyor olmasıdır. Paparazzileri bile gölgede bırakacak zeka ve
kıvraklıkla, taktığınız paranın üzerindeki nota kadar görüntüleyebilirler.
Düğün sonrası ise şu sözleri duymak kaçınılmazdır; “Dak o videoyu bakayım, kim
ne gadar dakdı?..” Ama ne olursa olsun, düğündeki anları saniye saniye
görüntüleyen elemanlar herzaman özverili çalışmak için uğraşmıştır. Hem de bu
sıcaklara rağmen!
Testi
Oyunu için geliştirilen strateji
Tebrik sırası size geldiğinde, hindistan cevizli basdişi alıp,
sigaraları tutan yaşıtınız kızlara aşık olma gibi durumlar, çocukluğun
saflığını gösteren güzel hatıralar olarak kalır. Sigarayı düğünde ikram etmek,
hem de bunu ailenin küçük kız çocuklarına emanet etmek ise tamamen ayrı bir
konu olsa da, eskiyi hatırlatan güzel bir anıdır. Genelde içi hindistan cevizli
olan basdişleri bir ısırık aldıktan sonra anneme ya da babama verip, ‘köyün
gulubu’nun kantininden sirkeli cips ve Bixi alıp, düğünü izlemeye koyulurdum. Tabi,
testi kırılmadan önce tüm stratejik planlamaları kafamda yapıp, Testi Oyunu
oynanırken, oradaki çocuklarla sohbete dalıp, üç beş kuruşla bir şekeri cebime
koymanın hazını yaşardım. Düğün pastasının bile bir özelliği vardı. 9-10 katlı
yaş pasta, sıcaktan erir ama, onu tadacak olan konukların hiçbiri de diyette
olmazdı.
Evlenenler
Kulübü
İlginçtir,
evlenenlerin ortak bir açıklama yapıyor gibi “Aklın varsa evlenme!” demeleri,
aslında yıllardır onların da başka evlilerden duydukları cümle değil miydi?
Abi; sen madem bu cümleyi daha önce duydun, neden evlilikle ilgili konu
açılınca ilk cümlen bu oluyor? Hayır; kendimi bildim bileli bu cümleyi duydum,
hala daha da duyarım. Bir de şu sözü
hatırlamak lazım; “Evlilik ciddi bir
müessesedir.” Aslında yapılması gereken, bu cümleyi, az önceki cümleden önce
kurup, ona göre kararlar almak olamaz mı? Bilmem, belki de olamaz…Siz ne
dersiniz?
BU ARADA;
Sevgili Oruç Aruoba’nın Tümceler
kitabındaki bir şiirle buluştu yolum;
Yarımsın-ama tam karşımdasın:
Tam karşımdasın-ve yarım’sın.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder