12 Nisan 2015 Pazar

O, tuzlu yaş; akıp yolunu bulur mu?

Otuz veya 30. Yazıyla ya da rakamla, nasıl yazarsanız yazın, aynı şekilde okunuyor. Ortalama 10950 gün hayatta kalmanız durumunda, şeffaf bir ‘berisgân’ içerisinde size sunulan şeye 30 yaş deniyor(muş). Ben de geçenlerde öğrendim. 30 olunca başın göğe falan da ermiyor. Sabahları yine aynı taraftan uyanıp, aynı monotonlukla hayatta kalmaya ‘çalışıyorsunuz’. 20’li yaşlardayken, 30’lara ulaşınca çok farklı olacakmış gibi geliyor ya herşey, sahiden çok mu farklılaşıyor tüm renkler?..
Yolun yarısına ‘5 kala
35 yolun yarısıysa, 70 yolun tamamı mı oluyor? 100’de bölüm geçme falan var o halde. Saydıkça daha mı kolay geçer hayat? Ya da nerede kaldığımızı mı hatırlatmak asıl amaç? Yoksa saymadan yaşamak, sadece ‘yaşamak’ mı makûl olan? Bunu okurken bile aslında hayatınızdan gidiyor, bir nevi hayatınızdan çalıyorum belki de. O yüzden şimdiden özür dilerim.
Yokuş aşağı giden zaman
Hep bir söylem vardır ya; “Bir yaştan sonra, zaman yokuş aşağı gider…” diye. Çocukken, hiç geçmeyeceğini düşündüğümüz bir kavramdır oysa… Bir an önce büyüyüp, çocukluk aşkınızla evlenmeyi dilersiniz ilk önce. Sonra, hayalini kurduğunuz mesleği icra etmek sırayı alır. Araba kullanmayı hayal etmekle devam eder bunlar ve ‘rol model’ olarak belirlediğiniz kişi gibi olabilmeyi istersiniz büyüyüp. Sonra dönüp bakıyorsunuz, bunların bazılarında eksik parçalar kalmış. Tıpkı, tamamlanmaya çalışan bir yap-boz misalî…
29 buçuk’lu yaşlar…
Tabi, hiç 30 yaşına gelmeyen arkadaşları da unutmamak lazım. Onlar genelde 29 ile 29 buçuk arasındaki zaman diliminde takılıyorlar. Direkt olarak 31 yaşına yatay geçiş yapma durumlarına sahipdirler. Bu durum da, 30 yaş sendromunu atlatmaya bir alternatif olabilir. 30 yaş sendromunu da, yaratan toplumun bu tablodaki imzasını yadsımamak gerek. Sendromu da yaratan zaten bizden başkası değil.
Geçti…Artık çok ‘g e ç’ mi?..

Takvime baktığında gördüğün suret neticesinde, ‘Baykuş’un zamanından…’ tabiri gülümsüyorsa yüzüne; çoğu şey için geç olmuştur artık. Ama herşey için geç değil. Çoğu şey için geç olan, geçen zamanın geçtiğidir. Gelecek, geçmişte değil, yine gelecek olandadır. Takvime veya aynaya bakabiliyorsan eğer, daha yapacak çok şeyin var demektir. Geç olan birşey varsa, o da ‘geç’ kalmaktır. Gecikmeden yaşayın, yaşamadan gecikmeyin sakın!

BU ARADA;
30 yaşla ilgili Murathan Mungan’ın da bir şiiri var. Ondan ufak bir alıntı yaptım:
“…daha vakit var diye 
dönüp de bir gün 
kaldığımız yerden, hepsini birden 
yaşarız sandık 
oysa emanetmiş bizim sandıklarımız 
içlerinde kilitli kalmış onca şeyle 
günü geldi 
aldılar…”

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder